Kutay Han yeryüzünü yarattı ve sonra dokuz dallı bir çam dikti. Dokuz Türk milleti buradan oluştu. Kutay Han altın dağda, altın bir taht üzerinde oturur. Taht ay ve güneşten büyüktür. Kutay insanlara ateşin nasıl yakılacağını öğretmiştir. Kutay Han bir gün ırmak kenarında Ak Anayı gördü. O anda arkasından bir rüzgar esti, çiçekler açtı, ovalar yeşerdi. Hava ısındı ama Kutay Han titredi. Birden kar yağdı. Kutay Han ev kurmak, donatmak istedi. Halkına, düşmanına duyurdu. Kırk gün sofra donattı. Ak Ana, Kutay Han’a nikahlanmadan denize girdi, elbiselerini ıslattı. Suya dalınca elmas gibi ışıldadı. Kutay Hanla güreşmek istedi. İkisi pehlivan gibi döndü. Ak Ana, Han’ı çevirdi. Han yıkılmadı. Ak Anayı kündeye getirdi. Sonra at bindiler, yay çektiler, ok attılar. Tanrı evliliklerini kutsadı. Kutay Han ve Ak Ana birbirine bağlandı. 
Komşu ülkelerden birinde Erlik adında bir hükümdar tahta çıktı. Erlik kötü ve güçlüydü. Yarışçıydı. Kutay Han’ın güzel gelinini duymuştu. O günden sonra yemek yiyemedi. Bir gece sarayından çıktı, atına bindi. Kutay Han’ın evine gitti. Kutay Han’ın üzerine fırladı. Kutay Han kendini savundu, tüm gücüyle direndi. Erlik’in boğazına çöktü, Erlik’in tüm gücünü tüketti. Onu yere çaldı. Erlik’in yüzü beyazladı, ölecekti.Kutay Han onu bağışladı. Erlik saygı duydu, sarayına döndü.
Ak Ana’nın karnı şişti, şişmanladı, güzelleşti. Gece hastalandı. Mergen adında bir derviş getirdiler. Mergen her şeyi bilirdi. Kutay Han’ın bir oğlu olacaktı. Bu çocuk dünyanın hakimiolacaktı. Herkes onu tanıyacaktı. 
Çocuk o gece doğdu. Saçları ve kaşları kara, gözleri ela renkteydi. Annesinden ilk sütünü içti sonra konuştu. Kırk gün sonra büyüdü ve yürüdü. Kutay Han çocuğun adını Oğuz koydu. Oğuz’un ninesi ona her gece savaşları ve düşmanları anlatırdı. 
Oğuz okunu, yayını aldı ve atına bindi. Irmak kenarından geçerken düştü. Oğuz’u bir dişi kurt buldu. Onu büyük bir mağaraya götürdü. Onu besledi ve iyileştirdi. Dişi kurt geceleri bir kadına dönüyordu. Adı Asena’ydı. Mağarada günleri günlere eklediler.  Günler, haftalar, aylar, yıllar geçti. On tane oğulları oldu. 
Oğuz bir gün mağaradan dışarı çıktı. Düşmanları başına çöktü. Oğuz direndi. Sonra Asena yetişti. İkisi düşmanı yenmeyi başardı. Oğuz’un kadını güçlüdür. Gök Tanrı’ya anlatmak için demir dağa doğru gittiler. Irmakları, suyu izlediler. Ormanın içinde ışıldayan bir şey keşfettiler. Bu bir elmastı. Elması en derinlere gömdüler. Elması yıllar sonra soyundan bir Osmanlı padişahı bulacaktı. Bu padişah Asya’yı Avrupa’ya ekleyecekti. Tüm Türk milletleri ve yabancı milletler ona bağlanacaktı.  Oğuz bunları gördü, duydu ve anladı. Atını Batı’ya hareket etti. Arkasından on oğlu koştu önündeki milletler ise göç etti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar